-
1 prendre
Iv t1 saisir almak2 tenir -(y)a almak3 -den almak4 aller chercher gidip aramak, almak5 yerine koymak6 obtenir edinmek, ele geçirmek7 içmek, yemek [je'mec]8 nécessiter ayırmak, almak9 yakalamak10 tutmak11 yakalamak12 utiliser, faire bir şey yapmak13 prendre l'air hava almak14 prendre feu ateş almak15 prendre l'eau su almakIIv ifonctionner çalışmak -
2 racheter
v t1 à nouveau yeniden satın almak2 au premier acheteur birinden satın almak3 faire pardonner unutturmak -
3 avancer
Iv t1 mettre en avant uzatmak2 dans le temps öne almak3 önermek4 ilerletmek5 avancer de l'argent à qqn birine ödünç para vermekIIv i1 se déplacer ilerlemek2 ilerlemek3 ileride olmak4 passer, s'écouler geçmek◊Vite, l'heure avance ! — Çabuk, vakit geçiyor !
-
4 aventurer
v prgöze almak -
5 emprunter
-
6 place
-
7 recevoir
v t1 avoir almak2 subir almak, yemek [je'mec]3 admettre sınav kazanmak◊Il a été reçu au concours. — Sınavı kazandı.
4 inviter evine davet etmek5 accueillir kabul etmek◊Nous avons été très bien reçus. — Çok güzel kabul gördük.
-
8 relever
-
9 reprendre
Iv t1 avoir de nouveau yeniden ele almak♦ reprendre de qqch bir şeyden yeniden almak◊J'ai repris du gâteau. — Pastadan bir daha aldım.
2 faire de nouveau bir şeyi yeniden yapmak3 corriger eleştirmek4 modifier değiştirmekIIv i1 yeniden başlamak◊La réunion reprend à 14h. — Toplantı saat 14'te başlıyor.
2 être de nouveau bon düzelmek◊Les affaires reprennent. — İşler düzeliyor.
3 parler yeniden konuşmak◊Je reprends, où en étais-je ? — Baştan alıyorum, nerede kalmıştım ?
-
10 suspendre
-
11 tirer
Iv t1 tendre çekmek2 rabattre kapamak3 traîner ardından çekmek4 çizmek5 basmak6 avec une arme ateş etmek7 un ballon topu göndermek8 hors d'un endroit çıkarmak9 d'une situation almak, çıkarmak10 sağlamak11 ders almak12 dans un jeu de hasard rasgele çekmek◊tirer le bon / mauvais numéro — kazanan, kazanmayan numarayı çekmek
IIv i1 tendre çekmek, asılmak2 avec une arme ateş etmek3 un ballon topu hedefe göndermek4 tirer à sa fin son bulmak5 aspirer çekiş -
12 traiter
Iv t1 se comporter avec -e karşı.. davranmak2 insulter -e kötü şeyler söylemek3 négocier görüşüp anlaşmak4 tedavi etmek5 étudier ele almak6 transformer işlemekIIv i1 concerner -i ele almak2 négocier iş görüşmek -
13 viser
-
14 apprendre
v t1 öğrenmek2 prendre connaissance de haber almak3 öğretmek4 informer bildirmek◊Je lui ai appris que j'étais enceinte. — Kendisine çocuk beklediğimi bildirdim.
-
15 cachet
-
16 cible
n f1 sur quoi on tire hedef [he'def] -
17 crédit
n m1 emprunt kredi [kɾe'di]2 carte de crédit kredi kartı3 faire crédit à qqn birine borç vermek4 à crédit veresiye5 crédits kredi -
18 décision
n fkarar [ka'ɾaɾ] -
19 désarmer
v t1 silahını almak2 fig yumuşatmak◊Son sourire désarmait ses professeurs. — Gülüşü öğretmenlerini yumuşatıyordu.
-
20 destituer
См. также в других словарях:
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Almak — Stern Alamak (γ And) Beobachtungsdaten Epoche: J2000.0 Sternbild Andromeda … Deutsch Wikipedia
l k almak — almak I, 40, 41, 46, 51, 53, 99,114,149, 168. 175, 236, 329, 367, 373, 412, 421, 440; I I, 13, 24 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Almak — Gamma Andromedae Almach (γ Andromedae) Données d observation (Époque J2000.0) Ascension droite 02h 03m 54s Déclinaison +42° 19′ 47″ Constellation Andromède Magnitude apparente … Wikipédia en Français
Almak — This interesting and unusual surname is of early medieval English origin, and is a good example of that sizeable group of early English surnames created from the habitual use of a nickname. In this instance the nickname was originally given to… … Surnames reference
icazet almak — 1) izin, onay almak Bir çift ayakkabı almak için dahi ondan icazet almak zorunda kalıyorum. A. Kulin 2) diploma almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
elden almak — 1) bir malı pazara çıkarılmadan sahibinin elinden satın almak 2) herhangi bir şeyi biriyle yüz yüze görüşerek almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef almak — 1) (bir şeyi) nişan almak 2) (bir şeyi) ulaşılmak istenen amaca göre davranmak 3) (bir şeyi) bir kimseyi, bir yeri yıpratmak, eleştirmek amacıyla karşısına almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ileri almak — 1) öne almak 2) saati önceki vakte almak, öne ayarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
öç almak (veya çıkarmak) — yapılan bir kötülüğün acısını kötülük yaparak çıkarmak, intikam almak Öç almak ister gibi konuşuyordu ama kime taş attığı belli olmuyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
randevu almak — bir kimseden belli bir saat ve yerde buluşmak için söz almak, gün almak Adamcağız, samimi bir refah ve zevkle yeni bir randevu aldıktan sonra gitti. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük